Usta sanatçı Nilüfer, kedi aşkını Milliyet gazetesinden Seyhan Akıncı'ya anlattı.

Birçoğumuzun hayatının bir dönemine eşlik eden fon müziği bir Nilüfer şarkısı olmuştur muhakkak... Buğulu ve kendine has sesiyle bazen aşklarımızın bazen ayrılıklarımızın gizli kahramanı bugünlerde sokak kedilerinin de kahramanı. Çocukluğunda babasının alerjik astımı nedeniyle kaçamak kaçamak eve sokup sonra salmak zorunda olduğu kedilerin ardından kedilerle dolu bir evde yaşıyor artık. “17-18 yaşlarından itibaren hep bir kediyle yaşadım” diyen Nilüfer özellikle pandemi döneminde yaşam koşulları daha da zorlaşan sokak hayvanlarına güvenli bir yuva bulabilmek için kedibalim_honeycat adlı Instagram hesabı açmış. Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Tamer Dodurka ile Pet Summit Turkey’ye katılan sanatçı hepimizin çıkmasını beklediği Hayvan Hakları Yasası’ndan kızı Ayşe Nazlı’yla uzakları yakın etme hallerine kadar pek çok sorumuzu yanıtladı.

Pandemi döneminde sığınağımız evlerimiz oldu. Karantina günlerini geçirdiğiniz evinizde bugün 14 kediniz var. Peki, kedi aşkınız nasıl başladı?

Çok küçük yaştan beri hep bir kedi sevgim vardı, hayvanlara karşı bir zaafım var. Ama çok küçükken de her yerde bir kedi bulurdum. Fakat babam eve kedi alınmasına izin vermezdi. Babamın alerjik astımı vardı ve bu rahatsızlığı yüzünden alerji yapar diye eve kedi alamıyorduk. Ben de kaçamak kaçamak kedileri eve alıp severdim sonra tekrar bırakırdım. Sonra 17-18 yaşlarında şarkı söylemeye başladım ve ondan sonra ilk kedime sahip oldum. Bu şekilde başladı kedi serüvenim. Ardından hayatımda hep bir kedim oldu.

Sayı nasıl 14’e çıktı peki?

Bir arkadaşımın apartmanının kömürlüğünde yavru bir tekir kedi bulmuştum. Müthiş bir şeydi! Aldım eve getirdim fakat bu bir canavar kesildi. Bazı kediler öyledir. Hayvanların psikolojisi, kedi psikolojisi üzerine çalışmalar yapan uzmanlar var. O zaman bunu bilseydim mutlaka danışırdım. Çünkü tırmalanmayan, ısırılmayan kimse kalmamıştı bu kedim tarafımdan. Herkesi tırmalayan kedim vefat edince sakin, yumuşak başlı bir kedim olsun diye bir İran kedisi aldım. Ondan sonra kedim yalnız kaldı, canı sıkılıyor bunun yanına bir arkadaş olsa dedim bir tane daha İran kedisi aldım. Ardından aldığım dişi İran kedisini çiftleştirmek istedim. Kısaca o keyfi yaşamak istedim; hamile kalacak, bebekleri olacak, o bebeklere bakacağız... Altı tane yavru doğdu ve evdeki kedi nüfusu sekiz oldu. Normalde insanlar o yavruların bir tanesini ya da iki tanesini tutup geri kalanını sahiplendiriyor. Çok da isteyen oldu ama hepsi böyle beyaz beyaz şahane kediler... Ben verebildim mi? Hayır veremedim. Dolayısıyla evdeki sekiz kediyle yaşamaya devam ettim. Sonrasında gelenler hep zorunlu durumlardan oldu. Ya kapımıza bırakıldı, ya otobanda gördüm... Ondan sonra Bodrum’da bir balıkçıda ayağımın altında gezinen ve çok hasta olduğunu gördüğüm bir kedi derken 14 tane kedi oldu. Şu anda 6 İran 8 karışık cinsten kedim var.

Farklı karaterlerde ve psikolojide bu kadar kediyle yaşamak...

Pandemi nedeniyle evde olduğumuz için iyice artık bana düştüler, ben de onlara böyle bir aşk yaşıyoruz kedilerimle. Sekiz karışık cins sokak kedimin hepsinin karakteri birbirinden farklı. Tek kedim olduğu zamanlarda hepsi birbirinin aynıdır sanıyordum. Oysa hiç öyle değilmiş. Hepsinin karakteri, davranışları farklı. Kardeş olanların bile aynı insanlar gibi karakterleri birbirinden farklı. Hepsi çok tatlı. Nankör falan derler ya kediye, hiç de nankör değiller. Kediler aynı zamanda çok özgür ruhlu. Kediye istemediği bir şeyi yaptıramazsınız. İnsana inanılmaz huzur veren varlıklar. Bu kadar kedim olduktan sonra sokakta sahipsiz, zor şartlarda yaşamaya çalışan kedileri gördüğüm zaman inanın içim sızlıyor. Bunu bildiğim için keşke onların da bir yuvası olsa diyorum.

Ve onlara bir yuva kazandırmak için kedi sahiplendirdiğiniz bir Instagram hesabı açtınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Otobanda bir yavru kedi bulmuştuk. Sarı, minicik bir kedi. Gecenin bir vakti otobanın ortasında ezilmemiş olması mucize gibi bir şeydi. Onu alıp eve getirdim. Adı Balım. Balım kedinin adına Instagram hesabı var artık ve o Instagram hesabında ben kedileri sahiplendirmeye çalışıyorum. Bir takım hesaplardan bağlantı yapıyorum, kopyalıyorum orada paylaşıyorum. İlanı koyanın telefon numarasını, Instagram hesabını ekleyip sahiplendirmek için uğraşıyorum. Belki birçok kişi kedi balım hesabını bilmiyordur... Herkese bir kedi tavsiye ediyorum. Pandemide insanlar evde tıkılıp kalmaktan o kadar bunaldılar ki kedi sahiplenmeleri arttı. Bu çok sevindirici. Üzüldüğüm şeyse Instagram’da rastlıyorum kediyi alıp sahiplendikten sonra geri veriyor ya da sokağa atıyor. Bu gerçekten içimi parçalıyor. Buna dayanamıyorum. Ne kadar çok insanın kedi sahiplendikten sonra alerjisi çıkıyor! Benim alerjik astımım var, ilaçları yutuyorum 14 tane kedi ile yaşıyorum. Çok rica ediyorum kedi alerjileri olup olmadıklarını bilip insanlar öyle kedi sahiplensinler. Bakamayacakları hayvanları evlerine almasınlar.

“Her eve bir kedi kampanyası başlatalım”

Şiddet ne yazık ki her alanda mevcut ve hayvanlar da bundan kaçamıyor... Hayvanları koruma yasasını ise dört gözle bekliyoruz...

Bir köpeğin bacaklarını kesen başka gün bir insana zarar verebilir. Nasıl bir vahşet? Böyle haberleri izleyemiyorum hemen geçiyorum. Gerçekten dayanamıyorum. Ancak akıl hastası bir insan bir hayvanın bacağını, kafasını keser. Normal bir insan bunu yapamaz diye düşünüyorum. Hayvan Hakları Yasası bir an önce çıkmalı. Birçok kanun hemen çıkabiliyor! Dolayısıyla biz hayvanseverler bu yasasının çıkmasını bekliyoruz. Hayvansever olmaya da gerek yok, her canlıya saygımız olmalı. Onların da yaşam hakkı var ve bu yasalarla korunmalı. Bunun için bir an evvel bu yasanın çıkması en büyük dileğim. Yasayla birlikte bu canlılara zarar verenlere yüksek cezalar gelmeli. Diğer yandan belediyelerimizin bu hayvanlara barınak sağlaması, güzel bir şekilde yaşayabilecekleri yaşam alanları oluşturması gerekiyor. Bir sürü boş arazi var, örneğin İstanbul’da belediye bunu gerçekleştirebilir. Her eve bir kedi kampanyası başlatalım!

“Ayşe Nazlı ile her gün Zoom’luyoruz”

Kızınız Londra’da. Nasıl hasret gideriyorsunuz? Zoom’luyor musunuz?

Evet, Ayşe Nazlı ile Zoom üzerinden her gün, günde birkaç defa konuşuyoruz.

Oldukça karamsar bir dönem bir sanatçı olarak bu dönemin ürünleri var mı? Nilüfer’in karantina şarkılarını dinleyecek miyiz?

Evet, yeni bir çalışmanın başındayız. Müzik açısından yeni bir başlangıcın, yeni bir projenin henüz çok başındayız diyebilirim.

Nilüfer, açtığı kedibalim_honeycat Instagram hesabıyla kedi sahiplendiriyor. (Kaynak: Milliyet)

Editör: TE Bilisim