Hıncal Uluç'u bir gazeteci, bir futbol yorumcusu ve bir magazin figürü olarak tanıyoruz. Öyle ki, akıllarda kalan "Hıncal Uluç" ismi, gazeteciliğinden çok dahil olduğu konularla gündeme geliyor.

Mesela 25 yıllık yakın dostu Sezen Aksu için yüzünün gözünün şiştiğini, botoks ve estetik sebebiyle kendini mahvettiğini yazmıştı. Fakat Sezen Aksu tam da o sırada ölümcül Coushing sendromunu atlatmış, yapılan tedavi ve kullandığı ilaçlar sebebiyle de yüzünde deformasyon meydana gelmişti.

Sezen Aksu ve Hıncal Uluç 25 yıllık çok samimi dosttular.

Hıncal Uluç'un Sezen Aksu'nun kırılmasına neden yazısının bir bölümü şöyle:

"Doktorları izin vermediği halde yaptırdığı iğnelerle dünyanın en anlamlı yüzünü plastik maskeye çeviren Sezen, sahnede ışık gölge oyunları ile durumu idare ediyor ama yakın fotoğraflardan fena halde korkuyor. Erkek arkadaşı Önder Fırat, Fener’in eski yöneticilerinden. Sezen, Fırat, Yıldırım, denizden beraber geliyorlar. Flaşlar patlıyor. Sezen kızıyor. Aziz Yıldırım da duruma el koyuyor."

Sezen Aksu bu yazıyı da, eski dostunu da affetmedi. Kırılmış, üzülmüş ve hayal kırıklığına uğramış halde resmi internet sitesinden Hıncal Uluç'a çok sert bir yazı yazdı.

'Sen zalim bir insansın Hıncal. Bilen bilir, ne kadar canım yanarsa yansın, ne denirse densin, ne olursa olsun konuşmak, cevap vermek adetim değildir. Bu kadar sert ve zor bir dünyada kişisel sıkıntıların kamuoyu önüne taşınmasını ayıp bulurum. Hırsın, öfkenin; insanın ahlakını değiştirmesine izin vermemenin erdemine inanırım. Kelimelerin gücünü, istenilirse ne kadar zehirli, kıyıcı, mahvedici olduğunu, üstelik bunun en alasını, en acıtanını yapabileceğini bilen biri olarak hiçbir şey için, hiç kimseyi kırıp dökmeye değmeyeceğine bütün kalbimle inanırım.

Ama sen zalim bir insansın Hıncal. Arkadaşlığımız niye bitti biliyor musun?

Senin ikili ilişkilerde de vazgeçemediğin iktidar tutkusuyla, gücünü sınamak için icat ettiğin uyduruk küslük oyunlarına geldiğim için değil. Orta sınıf ahlakıyla yetişenlerin çok iyi bildiği o vefa duygusuyla, bana benzemeyeni de sevebilmeyi, anlayabilmeyi değerli addederek, 25 yıla yakın sürüklediğim bu arkadaşlıkta hep içime sinmeyen, önceleri adını koyamadığım, içten içe hep rahatsızlık veren tuhaf bir sezginin; sonunda, bana rağmen pembe balonu patlatması yüzünden...

‘Hıncal, ne olur yazma beni köşende’ diye her rica ettiğimde; ‘Bu ülkede seni seveni severler. Çok tepki aldığım zamanlarda patlatıyorum bir Sezen Aksu, ortalık süt liman’ diyebilecek kadar pişkinleşebildiğin için...

Dört yıldır ölümcül bir hastalıkla uğraştığımı, bu hastalığın adının ‘Coushing sendromu’ olduğunu, en önemli belirtisinin kortizona bağlı aşırı yağlanma nedeniyle ‘moon face’ yani ‘ay yüz’ olduğunu ve bel-baş arasında yağ yastıkçıkları tabir edilen geçici doku deformasyonları oluşturduğunu, hastalığımın neredeyse tamamen geçtiğini, bu süreç içinde değil estetikçiye, dişçiye bile gitmemin yüzde yüz yasak olduğunu bildiğin halde, bu durumu başka türlü kullanabilecek kadar şeytanına yenildiğin için..." 

Editör: TE Bilisim