Özgür Aras: Eğlence hayatı kabuk değiştiriyor!

Eğlence hayatı her gün kabuk değiştiriyor.


Özgür Aras

Gece hayatına nasıl bulaştın?

1993 yılında Zerrin Özer ile bu işlere girdim. Tahsilim boyunca bir bakanın ya da milletvekilin özel kalemi olmak için yanıp tutuşurken kendimi bu hayatın içinde buluverdim. 2001 yılında Tolga Sezgin, İzzet Çapa'yla çalışırken birden Amerika'ya sekiz aylığına gitmeye karar verdi. Bana da bizimle çalışırmısın dedi ve gece hayatının duayeninin yanında bu işte piştim. Gece hayatının inceliklerini, İzzet Çapa'dan öğrendim. İki yıl önce kapımı çaldılar yani mekan açma teklifiyle geldiler. Bütün konsepti benim yaratmamı istediler. İsminden, mekan dekoruna kadar... Öylelikle yeni serüven başladı. İsmin Eelence olmasına karar verdim. Zaten sanatçılarla çok gezdiğim için nasıl eğlenildiğine çok şahit oldum ve halkın nabzını biliyordum.

Eelence niye bitti?

Böyle işlerde gerçekten moda oluyorsunuz. İş çok tutarsa taklitler başlıyor. Zaten gece hayatı patlamış mısır gibi hemen tüketiliyor. Üç sezon boyunca harika iş yaptık ve Eelenceyi tükettik.

Günlük hayatta bir kelime olması en önemliydi


Ablam fikri nereden ortaya çıktı?

Yeni bir şey yapmamız lazımdı. Ama bunun yepyeni, daha aklı başında kurumsallaşarak, daha baştan marka yaratarak yapmak istedim. Birkaç isim buldum, günlük hayattan ve jargonu olan isimlerdi. Sonrasında mekanın içinde neler olmalıya dikkat ettik. Kamuoyu araştırması yaptırdım. Anketlerle insanlara sorduk Ablam en çok tutan isim oldu.

Niye Ablam?

Akşam ne yapıyorsun?, Ablama gidiyorum. Ne yapacaksın ablanda?; Kardeşim mekan olan Ablama, eğlenmeye. Buyur, bak nasıl akılda kalıyor!

Peki, senin deyiminle Ablam nasıl patladı?

Sosyal medyada anons etmeye başladığımız andan itibaren ismi çok ilgi gördü. Bizim anketlerden aldığımız geri dönüşümleri mimar çok iyi uyguladı. İnsanların çok istediği gibi bir mekan oldu. Mekanı görünce insanlar sevdi kulaktan kulağa fısıltı ile.


Aptal Sarışın ve Nagihan kokteylleri çok beğeniliyor


Ablamı özel yapan şey nedir?

Hayatımda hep şuna dikkat ettim. Mühim olan hedef kitleyi belirlemek olduğunu çok iyi biliyordum. Benim hedef kitlem şarkıcı, türkücü, sosyete değildi. Bana gelmek isteyen herkesti hedefim. Her yaş grubundan insan... Salı, Cumartesi 22.30dan sabah 05.00e kadar açığız. Türkçe ve yabancı pop çalıyoruz. Ayrıca şimdi özel kokteyler yarattık. Aptal Sarışın, Nagihan gibi ve fiyatları 30 TL. Ablamı özel yapan insanların kendi gibi olmaları, eğlenebilmeleri.


Aslında iletişim danışmanlığı yapıyorsun değil mi?

Evet, öyle mesleğimi de çok seviyorum. Bunları yapmamdaki amaçta, dükkanımın buluşma noktası olması. Mesela bir sanatçının iletişim danışmanlığı yapıyorum. Gece de 10 kere sanatçının şarkısını çalıp onu kafalara kazıyorsun. İşimi besliyorum. Bu yaptığım işimin yan kolu.

Çok sanatçıyla çalıştın...

Evet, Zerrin Özer, Gökhan Özen, Gülben Ergen, Seda Sayan, Yonca Evcimik, Deniz Akkaya, Emre Aydın, Nalan, Güzide Duran, Sibel Tüzün, Ayşegül Aldinç, Yeliz daha saymaya unuttuğum birçoğu.

Belediye başkanı olmak istiyorum

Peki, ilerideki en büyük hayalin nedir?

Çocukluğumdam beri hayalim olan belediye başkanlığı. Bundan sonraki seçimlerde Bodrum'a belediye başkanı olacağım.

Ünlüler gündüz beyaz dediklerine gece siyah derler!

Bu yıl mesleğimde 20. yılımı bitiriyorum. Türkiyede birçok ünlü ismi temsil ettim. Bunca yıl gözlemlediğimi yazdım. Ünlüleri çözdüm... Hepsinin ortak özellikleri aynı. Çok para kazanmak isterler. Hep iyi paralar hak ettiklerine inanırlar. Hep ilkerin peşinde koşarlar. İlk ben yaptım demeyi severler. Ne zaman bonkör ne zaman cimri olacaklarını anlayamazsınız. Onları en önemli anlarda yanınızda göremezsiniz. Küçük şeylerden mutlu olurlar. Çocuk gibilerdir, onların kalbini küçük şeylerle feth edebilirsiniz. Sırlarını vermezler sizin sırlarınızı ögrenmek isterler. Çok yönlüdürler. Şarkı söylerler, yazı yazarlar, dizide oynarlar, sosyal sorumluluk projelerinde yer alırlar. Her konuda bilgisi var dedirtmekten hoşlanırlar. Çabuk karar değiştirirler. Gündüz beyazdır gece siyah olarak değişebilir. En ufak şeyden alınırlar ama bunu belli etmezler. İnatçılardır, zor kabul ederler. Hiçbir şeyi unutmazlar.