Öncelikle merhaba, güzel bir kelime değil mi, merhaba? Güne güzel başlamak için çok önemli, sonrasında gün devam ettiriyor zaten; sen istesen de istemesen de olacakların önüne geçemiyorsun !
 
Hepimiz gözler ve iletişimdeki önemiyle ilgili iyi kötü bilgiye sahibizdir. ''Gözümün içine baka baka yalan söyledi'' gibi sözler geçmiş tecrübelerin dile getirilmesidir. Hatta heyecan veya aşırı alkol tüketimi söz konusu olunca göz bebeklerinin büyüdüğünü de çoğumuz duymuşuzdur. Gözü pek olmak, gözlemek, göz gezdirmek, gözlerini dikmek, dört gözle beklemek, gözünü sevmek, göze almak, gözlerini alamamak, gözleri parlamak, gözü aydın olmak, gözünü karartmak, gözden kaybolmak, gözlerine inanamamak, dünyaya pembe gözlüklerle bakmak. Tüm bu deyimler gözlerin nelere kadir olduğunu anlatmaya çalışır. Ne gözlermiş yahu zaten insanın başına ne gelirse o gözlerden gelir, Ah o gözler ah deyip, gülümsüyorum işimden dolayı, yıllardan beri dünyayı dolaştım durdum, ne gözler gördüm ne gözler. Hani derler ya gözler kalbin aynasıdır çok doğru ama dikkat edilmesi en önemli konu: o gözler ne söylüyor adama, ya da kadına, işte işin püf noktası bur da ! Bunu anladın mı kurtuldun anlamadın mı yandın kardeşim.
 
Artık insanlar usta olmuşlar; herkes usta ama ne ustası, işinin ustası değil sömürme ustası, kandırma ustası, yalan söyleme ustası, riyakâr ustası, adam tavlama ustası, kadınlar bunu iyi bir ustalıkla yapıyorlar ya da yaptıklarını sanıyorlar. Kadınlar ustalığı farklı taraflarıyla uyguluyorlar, erkekler ise ustalığı yarattıkları karakterle oynuyorlar. Yahu biride çıkıp, ‘usta bakıyorum sana ama öğrenebileceğim bir şey yok senden, niye beni çırak olarak aldın yanına’ deme cesaretini göstermiyor. Usta oyuncu olunca çırak ne yapsın dimi canım benim. Ama adam ustalaşmış bu işte aynı şekilde, kadınlarda hakikaten çok ustalar var öyle bir inanıyorsun ki sonra kendinden tereddüt ediyorsun. Hay Allah ne yaptım ben çok üzülüyorum içim yandı vah anam vah ne hallere düştük, hadi yürü.
 
Ama işin püf noktası bir, iki ve üç, bazılarına göre yarış başlarken söylenecek rakam, benim içinse üç’ten sonrası vede hem de silip atıp bir daha öbür dünya da karşılaşmamak derecesinde. Bakıyorum başlangıçta senden iyisi yok ne sözler, ne kelimeler, dünyalar benim, sonra bakıyorum; aptalım ya bilmiyorum başkasına da aynı itam ve hususi umumiye.  Ulan başlarım ben senin hususi umumiyene. En güzeli benim gibi sözü bıçak gibi kullanmak kelimeleri de adamın ya da kadının gözünün içine baka baka ona kurşun sıkmak. Aman şimdi başka bir husus böyle kişilere ne bıçak nede kurşun işliyor, olsun ya ben içime atmayıp boşalmasını başka türlü biliyorum ya dünyalar bana dar geliyor, dar. Geçenler de at hırsızlarından bahsettim, arkadaş pezevenklerinden bahsettim bu yazımda da etrafımda kadın, adam göz göre göre beni değil ama kendini kandıranlardan bahsetmek istedim, zavallı ve ucuz ve aciz ve ruh hastası kadınları sevmem, iki elbise giyip cebinde ancak topuklu pabuç ve ruj alacak parası olan, apartmanın alt katında oturup villa da oturduğunu söyleyen erkek kandıracak kadını da sevmem. Kadın dediğin ayaklarını üzerinde duracak öyle ya da böyle bir işi olacak. Erkeğini aşk için sevecek, hele şeytan ve kıskanç kadınlar sakın ha yanıma gelmeyin, alırım o içinde beyin olmayan aklınızı. Ey erkekler sözüm şimdi de hem cinsime ama tek bir söz Adam mısın? cevabını biliyorsan yanımdasındır, bilmiyorsan yukarda söyledim bir, iki ve üç.
 
İhanet, hayallere vurulan en ağır darbedir aslında insanoğlu için,
Issız bir sokakta yürüyen çocuğun korkusu kadar korkutur kalpleri,
Yalnızlık tam da böyle zamanlarda alır intikamını mutluluktan.
Gözyaşı kahkahadan
Ve ayrılık sevdadan
Son bulur sanıyorsan eğer bak gözlerimin içine,
Geçmişte bir şarkının dediği gibi bak yeşil yeşil
ANCAK ÖYLE BAKABİLİRSİN BAK GÖZLERİMİN İÇİNE
 
Sevgiyle kalın, saygıyla anılın.
 
Erez EĞİLMEZ
 
Ha unutmadan yazıya dip not: Adamım ya da Kadınım dediklerim avucumun içine yazdıklarımdır. Oh be ne rahatladım sizde umarım rahatlarsınız bu yazıyı okuduktan sonra.