Yıldırım Mayruk, Magazinsortie.com Yayın Yönetmeni gazeteci Olcay Ünal Sert'e konuştu.

Pierre Cardin'in vefatının ardından Cardin'in dünya modası üzerine etkilerini konuştuğumuz sohbette büyük usta samimi açıklamalar yaptı.

Röportaj: OLCAY ÜNAL SERT

Kısa bir süre önce Pierre Cardin'i kaybettik. Pierre Cardin ve yarattığı ekol hakkında neler söylemek istersiniz?

1900'lü yılları ele alırsak, 1940'lı yıllardan sonra bazı isimler çok sivrildiler. O devlerden bir tanesi de Pierre Cardin'dir. O devirden geriye kalan bir tek Pierre Cardin  kalmıştı, onu da kaybettik. Kendisi yalnızca moda da değil, birçok alanda çalıştı. Bilfiil işinin başında oldu. Kendisi bir dehaydı. Birçok kez defilesine gittim. Ben şahsen koleksiyonlarını seyrettiğim zaman çok büyük bir yaratıcı olduğunu gördüm. Herkesten farklıydı. Uzay modası yaptı ve uzun seneler moda da tarzını değiştirmedi.  Vitrinlerinde uzun seneler aynı tasarımları gördük. Giyimin dışında birçok alanda verimli oldu.

"Pierre Cardin ürünleri en çok taklit edilen modacılardandır."

-Pierre Cardin de tasarımlarının çalınmasından yakınıyordu...

-Pierre Cardin; 'artık defile yapmayacağım, modellerim çalınıyor" dedi. Karl Lagerfeld de cevap verdi; 'Menopoza girmiş bir kadının doğum kontrol hapı almasına benzer.' dedi. O kadar çok dalda marka yarattı ki benim bildiğim moda dünyasında en büyük serveti yapan. Ev eşyası yaptı, restoran yaptı, parfümden, çantaya farklı sektörlerde her alanda söz sahibi biriydi. 70 yılı aşkın bir süre Fransız modasına yön verdi. Markası en çok taklit edilen kişi oldu. O da bu durumdan yakınıyordu.

Yıldırım Mayruk "Pierre Cardin'in bir sözü vardır; elbise dikilmiş gibi değil, sarınmış gibi olmalı" der.. Bu benim düstürum oldu. Ben drape elbiselerimi kumaş sarılmış yaparım. Ne yazık ki büyüklerin hepsi gittiler. Geriye o devirden Dior ve Chanel kaldı..." diyor.


ŞİMDİ Kİ AYRIMCILIKLAR BİZİ İKİ KUTUPLU YAPTI

-Tesettür modası yaptı mı Pierre Cardin? 

-Büyük atölyelerin iyi müşterileri Araplardır. Geldikleri zaman onların tarzlarına uygun elbise yapıldığı zaman tesettür modası diyemeyiz. Tabi ki onlara göre de çalıştılar. Bizim memlekette ki gibi kapalı açık diye birşey yok. Ve büyük atölyelerin Arap müşterileri de var. Bizde çalıştık, kapalı müşterilerimiz bizim de oldu... Yılmaz Özdil benim için bir yazısında; "Tesettür defilesi yaptı" dedi. Böyle birşey yok. Elbisenin şalını podyuma çıkarken manken başına koymuştu. Bu memlekette hepimizin ailesinde örtülü kişiler var ve Müslümanız. Tabi ki kapalı da açıkta hanımefendileri giydirdik. Buna tesettür modası diyemeyiz. Tek farkı başında bir eşarp olması. Böyle ayrımlar yoktu eskiden, şimdi ki ayrımcılıklar malesef bizi iki kutuplu yaptı.


PİERRE CARDİN'DEN ETKİLENMEMEK MÜMKÜN DEĞİL


-Pierre Cardin'den etkilendiniz mi?

-Benim çok tarzım olmasa da etkilenmemek mümkün değil. Çünkü karşınızda bir güzellik seyrediyorsunuz. Yurt dışında defilesini izledim. Senede 22 defileye gidiyordum. 80'li ve 90'lı yıllarda ki koleksiyonları çok şahaneydi. Bir kere teknik var. Uydurma, defile yapmak için yapılmış elbise yok. Pierre Cardin'i her zaman çok beğendim, hâlâ da beğeniyorum. Ben her sene Avrupa'ya gider bazı koleksiyonları görünce ağlayarak çıkıyordum, ben bu işi yapmamalıyım diye. Öyle güzel mankenler, öyle güzel tasarımlar ile defileler oluyordu ki çok ihtişamlıydı. 22 modaevi defile yapıyordu, tüm defileleleri büyük bir dikkatle izlerdim.

Yıldırım Mayruk & Barbaros Şansal "2023'e Mektuplar" defilesinde

Yıldırım Mayruk "Ayrıca herkes birbirinden etkilenir, onlarda ayıp diye birşey de yoktur. Türkiye de bu işe ben 1965 yılında başladım. Kişiye özel tasarımlar diktim. Başarılı olmak istiyorsanız farklı olacaksınız. Bir düğme için yurt dışına gittiğimi hatırlarım." diyerek çalışmalarında ne kadar titiz davrandığını anlatıyor..

GENÇLER ÇOK İDDİALI AMA HEPSİ İYİ DEĞİL
Son dönemde şov ve sahne sanatları da dahil olmak üzere özel geceler için yapılan kıyafetleri beğenmediğini belirten Yıldırım Mayruk, "Günümüzde belli bir stil kalmasa da yakışanı giymek önemlidir. Gençler çok iddialı ama hepsi iyi değil. Dümdüz iyi dikilmiş bir siyah elbiseyi bir sürü şekilde kullanabilirsiniz. Kötü giyinen büyük starlar var, onları söylemek istemiyorum." diyor.

Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk şıklığıyla her daim dikkat çekmeyi başaranlardan.

ATATÜRK'ÜN ÜZERİNDE Kİ CEKETLERE, PALTOLARA BAYILIYORUM

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün giyim tarzını çok beğendiğini belirten Yıldırım Mayruk;
"Ben Atatürk'ün üstünde ki ceketlere, paltolara bayılıyorum. Çorabı, ayakkabısı her şekilde uyumlu. Allah bazı insanlara ayrı birşey veriyor. Doğarken zarif doğuyor. Bu sonradan olunmayan birşey." diyor.


O ZAMANLR ŞIKLIK VARDI...
 

Gazino sahnelerini bıraktıktan sonra Perihan Altındağ, Hamiyet Yüceses, Mualla Gökçay ve Müzeyyen Senar ile çalıştım. Sonrasında Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Gönül Akkor, Emel Sayın, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Ajda Pekkan, Türkan Şoray ile çalıştım. Neşe Karaböcek ve Hülya Koçyiğit hariç sinemadan sahneye geçen ne kadar star varsa hepsiyle çalşıtım. O zaman şıklık vardı. Ve giyinmesini biliyorlardı. 

BİR AJDA PEKKAN KOLAY OLUNMUYOR!..

Ajda Pekkan'ı nasıl buluyorsunuz?

-Ajda Pekkan pırıl pırıl biri, işini ciddiyetini bilen, seyirciye saygılı, kendisini yenileyen, zamana uyan bir stardır. İzlemeye gitsem seyredeceğim kişi Ajda Pekkan olur. Ajda Pekkan niye bugüne kadar Ajda Pekkan. Çok titiz. Kim ne derse desin, sahnede pırıl pırıl bir kadın seyrediyorsunuz. Estetik yaptırıyormuş, kime ne? Kadın bir zerafet çizgisi. Sesi olmasa bile seyrederim. Kaldı ki sesi de var. Bir Ajda Pekkan kolay olunmuyor." diyor.

Gönül Yazar en şık kadınlardan...


Yıldırım Mayruk "Gönül Yazar bu meslekte en şık kadındı. Bana "en güzel kıyafeti kim taşıyor?" diye sordu, 'sen' dedim, 'bırak' dedi, 'senin elbiseni en güzle taşıyan kadın Behiye Aksoy'dur.' dedi.. Bozuk elbiseyi de versen güzel taşır, o kadar iyiydi. Yokluğa rağmen o dönem ki kadınlar çok şık ve zariftiler." diyor.

Ercüment Batanay ve Gönül Yazar Büyük Maksim sahnesinde görülüyor.

Yıldırım Mayruk, ayrıca kitap hazırlığında olduğunu belirterek, "Bana çok güvendiler, onların güvenini suistimal edemem, çok özel sırları sonsuza dek bende kalacak" diyor. 

Editör: TE Bilisim